Katarakt, göz içindeki lensin (merceğin) saydamlığını kaybetmesidir. Katarakt olan insanların görüşü, tül perde veya ilerlemiş kataraktlarda buzlu bir camın arkasından bakıldığındaki görüntü gibidir.
Hastalar kataraktın sebep olduğu az ve bulanık görmeden dolayı birçok yerde zorluklarla karşılaşılabilir. Kataraktların çoğu yavaş ilerler ve ilk başlarda görüşü fazla etkilemez. Erken evrelerde, katarakt hastalarında özellikle güneşli havalarda görme daha çok bozulur. Ancak zamanla katarakt olgunlaştığında ciddi görme kaybı oluşur.
Kataraktın belirtileri nelerdir ?
Uzak görmenin bulanıklaşması, gözlük numaralarında değişim ve yakını gözlüksüz görebilmeye başlamak kataraktın belirtilerindendir.
Hangi durumlar katarakt oluşumuna neden olabilir?
Kataraktlar etiyolojilerine göre 7 grupta incelenebilir. Bu gruplar, senil, konjenital (doğumsal), infantil/juvenil, patolojik, komplike, travmatik ve sekonder kataraktlardır. En sık görülen katarakt tipi senil yani yaşlanma sürecinde ortaya çıkan kataraktlardır.
Konjenital kataraktların görülme sıklığı 3-4/10000 olup, çocukluk çağı körlüklerinin %5-20’sini oluşturmaktadır. Konjenital kataraktlar tek veya iki gözü tutabilir. Özellikle bilateral olanlar ailesel olabilir. Konjenital/infantil kataraktlar, galaktozemi, Wilson hastalığı, hipokalsemi, diabet, ve trizomi 21’e bağlı olabilir. İntrauterin kızamıkçık, herpes simplex, toxoplazma, sitomegalovirus, varicella zoster ve sfiliz (TORCH) enfeksiyonlarına bağlı gelişebilir.
Patolojik katarakt sistemik bir hastalığın seyri sürecinde lenste oluşan opasitelerdir. Patolojik katarakta neden olan başlıca hastalıklar diabetes mellitus, galaktozemi, hipotiroidi ve hipokalsemidir. Komplike katarakt, göz içi hastalıkları sonucunda gelişen katarakt tipidir. Sıklıkla üveit (göz içi iltihabı), göz içi tümörleri, yüksek miyopi, tedavi edilmemiş retina dekolmanı, steroidli ilaçların uzun süre kullanımı gibi nedenlere bağlı gelişir. Travmatik katarakt delici veya delici olmayan göz yaralanmaları, ultraviyole ışınlara, radyasyona maruz kalma neticesinde gelişir. Özellikle travma sonucu göz içinde kalan demir ve bakır yapısındaki yabancı cisimler katarakta neden olabilir. Sekonder katarakt ise katarakt ameliyatı olmuş kişilerde göz içi merceğinin arkasında bulunan kapsülün kesifleşmesi sonucu gelişir.
Pupilla dilatasyonu sonrasında matür senil katarakt izleniyor
Komplike katarakt. Göz içi patolojiye sekonder gelişen katarakt ve arka sineşi (pupilla-lens arası yapışıklık) görülüyor
Katarakt ameliyatı kimlere yapılmalıdır?
Bu konuda kesin bir endikasyon bulunmamaktadır. Klasik yaklaşımda görmesi katarakt nedeniyle 0.5 ve daha altında olan kişilere katarakt ameliyatı önerilmekteydi. Ancak son zamanlarda, hastanın mesleği, sosyal durumuna göre bazen görme daha iyi seviyelerde iken bile katarakt ameliyatı yapılabilmektedir. Katarakt ameliyatı belli durumlar dışında acil bir ameliyat değildir. Katarakt ameliyatı olanlarda retina dekolmanı riski istatistiksel olarak anlamlı şekilde artmaktadır. Bu nedenle, gereksiz yere katarakt ameliyatı yapılmaması gerekir. Katarakt derecesi yaşla artmakla beraber günlük aktivitelerini rahatça sürdürebilen kişilerde katarakt ameliyatı konusunda aceleci davranmamak gerekir. Kataraktı olmayan orta yaşlı kişilerde yakın gözlük takmamak için katarakt ameliyatı ve multifokal göz içi lens uygulaması yapılması son derece yanlıştır.
Katarakt ameliyatı tipleri nelerdir?
Katarakt ameliyatı eskiden intrakapsüler ve ekstrakapsüler lens ekstraksiyonu yöntemleri kullanılarak yapılıyordu. Bazı nadir hipermür kataraktlarda hala ektrakapsüler lens ekstraksiyonu uygulanabilir. Gene bazı durumlarda (lensin yerinden kaymış olması sublüksasyon ve lüksasyon gibi) pars plana lensektomi yöntemi ile katarakt ameliyat yapılması gerekli olabilir.
Ancak günümüzde katarakt ameliyatlarının büyük çoğunluğu fakoemülsifikasyon tekniği ile yapılmaktadır. Fakoemülsifiasyon ameliyatında gözün ön duvarını oluşturan korneanın çevre kısmında yaklaşık 2-2.5 mm bir açıklık oluşturulmakta ve tüm ameliyat bu açıklıktan yapılmaktadır. Lensin en içte nükleus, ortada epinükleus ve en dışta korteks olarak 3 anatomik bölgesi ve korteksi çevreleyen bir kapsülü vardır. Fakoemülsifikasyon ameliyatında lens kapsülünün ön bölgesinde düzgün yuvarlak bir açıklık oluşturulur. Bu açıklıktan ilerleyerek lensin ortadaki en sert kısmı olan nukleus önce parçalanır. Daha sonra nükleus ve ara bölgeyi oluşturan orta sertlikteki epinükleus ultrason gücüyle emülsifiye edilir ve lensin kalan yumuşak kısmı olan korteks ise aspire edilir. Daha sonra göz içine katlanır (foldable) göz içi merceği yerleştirilir. Çocukluk çağı kataraktlarında bazı farklar dışında benzer ameliyat tekniği kullanılır. Çocuklarda yaşına ve endikasyona göre göz içine mercek konmayabilir ve ön vitrektomi/arka kapsülotomi yapılması gerekebilir.
Katarakt ameliyatı nasıl yapılır?
Katarakt ameliyatı steril ameliyathane şartlarında titiz bir şekilde yapılmalıdır. Sürat yerine güvenli cerrahi tercih edilmelidir. Ameliyat topikal yani damla anestezisi ile yapılabileceği gibi lokal yani bölgesel uyuşturma veya intravenöz sedasyon yani damar içine sedatif ilaçlar verilerek de yapılabilir. Çocuklar ve duramayan kişilerde genel anestezi tercih edilir. En önemli kriter cerrahın en iyi sonucu alabileceği anestezi tipini tercih etmesidir. Göz içine konacak intraoküler lens yani merceğin kalitesi de çok önemlidir. Çünkü bu intraoküler lens hayat boyu göz içinde kalmaktadır. Mercek seçimi noktasında tek odaklı (monofokal) veya çok odaklı (multifokal veya trifokal) göz içi mercek seçenekleri mevcuttur. Çok odaklı mercek uygulanan hastalarda memnuniyet derecesi değişkenlik göstermektedir. Katarakt hastalarında monofokal mercek uygulanırsa yakın görme için gözlük kullanılması gereklidir.
Katarakt tekrarlar mı ?
Katarakt ameliyatı olanlarda yeniden katarakt oluşmaz. Katarakt ameliyatında yapay merceğin üstüne/önüne yerleştirildiği zar zamanla kesifleşebilir. Bu ikincil katarakt olarak isimlendirilse de aslında katarakt değildir. Kesifleşen bu kapsül YAG lazerle ofis şartlarında kolayca tedavi edilebilir. Gerekmeyen olgularda YAG laser uygulanmamalıdır çünkü YAG laser katarakt ameliyatı olanlarda zaten artmış olan retina dekolmanı gelişme riskini daha da artırmaktadır.